Kategoriyan hilbijêre;

Tenê yên kurdî?:

Pêşîn yên:

Agahî: dema 2 an jî zêdetir kategorî hatin hilbijartin, bila mijar wan hemû kategoriyênku te bijartine, bihewîne an hema tenê yek ji wan kategoriyan bihewîne jî bes e?
Hemû an hema kîjan be:


8 mijar û 9 peyam
köylüleri niçin öldürmeliyiz

köylüleri niçin öldürmeliyiz

1. navê helbesteka şairê tirk, şükrü erbaş e.. min wek çima divê em gundiyan bikujin li ber bejna kurdî û kurmancî kir, lê heçiyê dixwaze û ji xwe bawere dikare bi xwe jî wergerîne û bi me re parve bike..

ji tesnîfkirin û kategorÎzekirina helbestan fêm nakin, ji ber wê yekê ez nekaribim bêjim bê ka ev helbest aku qesta canê şirÎn ê gundiyan dike di diekeve di nav sÎnor û tixûbên kîjan ekol û qonaxa helbestê de.. lê helbesteka heta te bivê realîst e, belkî bi vê şiroveya xwe wekê jakobenekî elîtîst werim xwendin lê camêr hindik gotiye û ji kêmayî ve gotiye.. navê helbestê çendî wekê naveke prvokatîv bixweye jî di dawiya helbestê de şair bi rista:



''köylüleri söyleyin nasil

nasil kurtaralim?''



yanî ka bêjin em van gundiyan çawa, û bi çi awayî xilas bikin mebesta xwe eşkere dike..



''köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar ağırkanlı adamlardır.

değişen bir dünyaya karşı

kerpiç duvarlar gibi katı

çakır dikenleri gibi susuz

kayıtsızca direnerek yaşarlar.

aptal, kaba ve kurnazdırlar.

inanarak ve kolayca yalan söylerler.

paraları olsa da

yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.

herşeyi hafife alır ve herkese söverler.

yağmuru, rüzgarı ve güneşi

birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden

düşünemezler...

ve birbirlerinin sınırlarını sürerek

topraklarını

büyütmeye çalışırlar.



köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar karılarını döverler

seslerinin tonu yumuşak değildir

dışarıda ezildikçe içeride zulüm kesilirler.

gazete okumaz ve haksızlığa

ancak kendileri uğrarsa karşı çıkarlar.

karşılığı olmadan kimseye yardım etmezler.

adım başı pınar olsa da köylerinde

temiz giyinmez ve her zaman

bir karış sakalla gezerler.

çocuklarını iyi yetiştirmezler

evlerinde kitap, müzik ve resim yoktur.

birgün olsun dişlerini fırçalamaz

ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.



köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar yanlış partilere oy verirler

kendilerinden olanlarla alay edip

tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.

devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir

devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.

yiğittirler askerde subay dövecek kadar

ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-

ezim ezim ezilirler.

enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler.

onbir ay gökyüzünden bereket beklerler,

dindardırlar ahret korkusu içinde

ama bir kadının topuklarından

memelerini görecek kadar bıçkındırlar

harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez

şehre giderler!...



köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler

birbirlerinin evlerine ancak

ölümlerde ve düğünlerde giderler.

şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar

gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır

ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.

binlerce yılın kabuğu altında

yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.

aldanmak korkusu içinde

sürekli birbirlerini aldatırlar.

bir yere birlikte gitmeleri gerekirse

karılarından en az on adım önde yürürler

ve bir erkeklik işareti olarak

onları herkesin ortasında azarlarlar.



köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar otobüslerde ayakkabılarını çıkarırlar

ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara

herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden

kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatır,

yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde

bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.

ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta

gizli bir övünçle, uzak şehirdeki

zengin akrabalarından sözederler.

kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar

ama sokağa çıkar çıkmaz hünküre hünküre

yollara tükürürler...

ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine

şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.



köylüleri niçin öldürmeliyiz?

çünkü onlar ilk akışamdan uyurlar.

yarı gecelerde yıldızlara bakarak

başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.

gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa

ve yaz güneşlerini, ekinlerini yeşertirse severler.

hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe

-bu, verimi yüksek bir tohum bile olsa-

sonuçlarını görmeden inanmazlar.

dünyanın gelişimine katkıları yoktur.

mülk düşkünüdürler amansız derecede

bir ülkenin geleceği

küçücük topraklarının ipoteği altındadır

ve bir kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden,

zamanın derin ırmakları önünde...''



19.12.2013 21:44 | endazer

Hemûyan Bixwîne

Xêra xwe vê peyvê ji îngîlîzî wergerîne kurdî
evsene
dengdanên dawîn (yên din..)
pelûl [1]
Diranê feqîran di pelûlê da dişike....
tirşik translate [3]
Mirmirokî:kekremsî Mêrokî:erkeksî Mîrovokî, merivokî: însansi Tirş...
kerguh [3]
Ajalekî şêrîn e Ji bo "taybetmendiyên" wan gotine kerguh. Gu...
pelûl [1]
Ez pir jê hez dikim li jor nivîskar gotiye xwarin û şêraniya pîr û ka...
pelûl [1]
şêranîya ku bi ard-arvan û av û şekir çêdibe. kesê bixwaze kare ji dêl...
belki ev jî bala te bikişînin
» köylüleri niçin öldürmeliyiz

Kategoriyên mijarê::
nivîskarên ku li vê mijarê nivîsîne


sitemap
reklamokên beredayî