Tirşik - Profîl
tirşik-profîla yûsiv

profîla "yûsiv"


Peyamên nivîskar yên di vê mijara [cemil meriç] de;

5. Min matmayî hiştiye. Bi xwe pirtûkxaneyekê dewlemend e. Dema pirtûkên wî dixwînim dibêjim gelo ev çi ye mirov çawa dikare wisa bifikire û binivîse.
Zêdetirîn kêfa min ji pirtûka wî ya bi navê bu ülkeyê re hat. Di pirtûkê de hevokeke ku min li binê xêz nekiriye nemaye.

Lê kêfa min qet ji wî re nayê. Ji ber ku li dijî kurdî ye. di hevpeyvînekê de gotinên virtomirto kiriye. Bi vê mirovê jî tê xuyan tirk kurê kerê ne. Bêkêmasî.

Derheqê kurdan van tiştan gotiye,

“…Kürtçülüğü tasvip etmediğimi daha önce söylemiştim. Ortada bir dil yok. (az kalsın Kürt diye bir ırk yok diyecek Ş.D.) Bir devlet geleneği yok. Edebiyat yok. Neye göre devlet kuracaklar ki? Vakıflar Yurdu’ndaki etnolojik-bölücü faaliyetlerden bende üzüldüm. Biz bu adamları devlet memuru, bakan, profesör, asker yapıyoruz, hiçbir zaman ayrı görmüyoruz. Niye böyle yapıyorlar anlamak güç evladım, güç… Ben bir ilim adamıyım. 1967-1968’lerde sosyolojide hoca iken hadislerin en kızıştığı bir devrede solcu talebelerimin yüzüne karşı hakikati haykırabiliyordum ve çıt çıkmıyordu sınıftan. Ben hakikatin arayıcısıyım çünkü. Eskiden batıda ilim dili Latince idi, bizde Arapça. İsteyen bu dilleri öğrenir ve ilimden faydalanırdı. Alim de kitabını bu dillerde yazdığı için ilmin yayılması o kadar kolay oluyordu. Şimdi ise muhakkak başka başka ilim dillerini öğrenmek mecburiyeti var. Bir insan ömrü ancak iki dili öğrenmeye yeter. Her gün hemen hemen her dilde birçok ilmi neşriyat, keşifler, buluşlar çıkıyor ve biz bunlardan mahrumuz, ilim yayılmalı. İlim dili olarak bir dil kabul edilse çok sevdiğim Türkçeden vazgeçer, o dilde okur yazarım ki, ben Türkçede üslup sahibiyim. Ömrümü Türkçe’nin inceliğine hasretmişim. Buna rağmen bırakabilirim. Hal böyleyken Kürtçülere ne oluyor?” (Cemil Meriç ile Sohbetler, Halil Açıkgöz, Doğu Kütüphanesi yay. s. 27-28)



26.10.2020 19:20 | yûsiv